03.07.2025
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, gözaltında bulunan eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e destek amacıyla Emniyet Müdürlüğü’nü ziyaret etti. Yücel, beraberinde milletvekilleri, belediye başkanları ve partililerle yaptığı açıklamada, gözaltı işlemlerinin hukuk devleti ilkelerine uygun olmadığını belirterek, “Masumiyet karinesi ihlal edilmemeli, savunma hakkı kısıtlanmamalı” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, gözaltında bulunan eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e destek ziyaretinde bulundu. Yücel, beraberinde milletvekilleri, ilçe başkanları, belediye başkanları ve partililerle birlikte yaptığı ziyarette hukuka ve masumiyet ilkesine vurgu yaptı.
Yücel, gözaltında tutulanların ifadelerinin alınmaya başlandığını belirterek, “Umuyoruz ki en kısa sürede savcılığa çıkarılırlar ve özgürlüklerine kavuşurlar. Bu süreçte savunma haklarına saygı gösterilmeli, masumiyet karinesi ihlal edilmemelidir” dedi.
Yücel, gözaltı işlemlerinin sabahın erken saatlerinde evlerden alınarak yapılmasını eleştirerek, “Geçmiş dönem Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer, Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanımız Sayın Şenol Aslanoğlu, Büyükşehir Belediyemizin üst düzey bürokratları ve belediye emekçileri dahil olmak üzere çok sayıda arkadaşımız, yoldaşımız şu anda haksız bir suçlamayla üç gündür gözaltında tutuluyor. İfade verme süreçleri başladı. Avukatlarıyla birlikte ifadelerini veriyorlar. Umuyoruz ki en kısa sürede savcılığa çıkarılır, yetkili soruşturmayı yürüten savcılık makamına ifadelerini verirler ve serbest bırakılırlar” diye konuştu.
CHP’li Yücel şu şekilde devam etti:
“Herkes soruşturulabilir, herkes kovuşturulabilir, yargılanabilir. Kimse bu süreçlerden muaf değildir. Ancak yaşadığı kente, ülkesine, milletine hizmet eden, kamu görevi yapan insanlar sabahın beşinde evlerinden polis marifetiyle alınarak mevcutlu şekilde emniyete getirilip nezarethaneye konuluyorsa, burada hukuki soruşturmanın ötesinde başka bir niyet, başka bir amaç var demektir. Biz umuyoruz ki bu süreç, bu soruşturma bundan sonra daha hukuki, daha şeffaf yürütülür. İnsanların savunma hakları kısıtlanmadan, masumiyet karinesi gözetilerek, lekelenmeme hakkı ihlal edilmeden işlem yapılır. Biz arkadaşlarımıza inanıyoruz, en kısa sürede aklanacaklarına, bu haksız suçlamalardan beraat edeceklerine eminiz” ifadelerini kullandı.
Deniz Yücel, konuşmasında İzmir’in çeşitli ilçelerinde devam eden orman yangınlarına da değindi. Çeşme, Ödemiş, Buca ve Urla gibi bölgelerde etkili olan yangınlara karşı Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin tüm imkanlarıyla sahada olduğunu belirtti.
Yücel, “İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri, Büyükşehir İtfaiyesi, ilçe belediyelerimiz ve Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri ellerinden geleni yapıyor. Kimsenin hakkını yemeyelim. Ancak yangınların çıkış sebeplerine baktığımızda, İzmir Valisi’nin de daha önce belirttiği gibi, elektrik iletim hatlarından kaynaklı yangınlar görüyoruz. Ormanda başlayan yangınlarla ilgili asli sorumluluk Orman Bakanlığı ve Orman Bölge Müdürlüğü’ndedir. Elbette kamu kurumları arasında iş birliği ve koordinasyon gerekir. İlçe belediyelerinden Büyükşehir İtfaiyesi’ne, sivil toplum kuruluşlarından gönüllülere kadar herkes bu yangınların söndürülmesi için çaba göstermektedir. Ancak yangınların çıkış kaynağına baktığımızda, CHP olarak uzun süredir karşı çıktığımız bir konu tekrar gündeme geliyor: Elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi. Elektrik dağıtımı, kamu hizmeti olarak görülmesi gereken bir alandır. Eğer kar amacı kamu hizmetinin önüne konursa, işte bugün yaşadığımız gibi sonuçlarla karşılaşırız. Elektrik iletim hatlarının periyodik bakımı yapılmalı, bu alanlarda yeterli ve liyakatli personel çalıştırılmalı, yangın riski önceden önlenmelidir” dedi.
“Yangın mevsimi başladıktan sonra yapılan alım, etkin bir müdahaleyi mümkün kılmaz”
“Özel şirketlerin önceliği her zaman daha fazla kar etmektir. Bu nedenle AKP iktidarının rant ve kar odaklı yaklaşımı, orman yangınlarının temel nedenlerinden biridir. Orman Bakanlığı, geçtiğimiz haziran ayında 3 bin 500 personel alımı yaptığını duyurdu. Ancak bu personelin yangın sezonu başlamadan, kış aylarında alınması ve eğitilmesi gerekirdi. Yangın mevsimi başladıktan sonra yapılan alım, etkin bir müdahaleyi mümkün kılmaz” ifadelerini kullanan Yücel, “Biz, Büyükşehir İtfaiyesi'yle, ilçe belediyelerimizle, örgütümüzle yangınların söndürülmesi için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerine de emekleri için teşekkür ediyoruz. Ancak net bir şekilde görülüyor ki bu çabalar yetersiz kalıyor. İktidarın bu konuya derhal el atması gerekir. Yeterli sayıda yangın söndürme uçağı, helikopteri alınmalı ve yangın sezonu başlamadan gerekli tüm önlemler alınmalıdır. İzmir, 1922 yılında Yunan işgali sırasında büyük bir yangın yaşamıştı. Bugün ise AKP iktidarının ihmalciliği, basiretsizliği ve liyakatsiz yönetimi, İzmir’i yeniden yangınlara mahkûm etmiştir” şeklinde konuştu.